İmsak Vakti a 04:27
İstanbul PARÇALI BULUTLU 17°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Ağır Silahlı ve Tehlikeli: Akıncı SİHA Envanterde! Dünyaya Korku Saldı

Türk Silahlı Kuvvetleri Akıncı SİHA’ları teslim almaya başladı. Pantsir-avcısı Bayraktar TB-2’nin harp sahasındaki başarısı dünya basınında büyük yer bulmuştu. Dikkatleri üzerine çeken Akıncı SİHA’ların ağır silahlarla donatılması Türkiye düşmanları tarafından ‘tehlike’ olarak lanse edildi.

Türk Silahlı Kuvvetleri geçtiğimiz günlerde yeni Akıncı silahsız insansız hava araçlarının (SİHA) ilk partisini teslim almaya başladı. “Pantsir-avcısı” Bayraktar TB-2’nin harp sahasında ve uluslararası silah pazarındaki başarısını müteakip, yine Baykar tarafından tasarlanan ve üretilen Akıncı, yoğun ateş gücü kapasitesi ve esnek harekat tasarısı imkanlarıyla dikkat çekiyor.

Akıncı’nın envantere girmesinin askeri-stratejik düzeyde ne anlama geldiğini analiz etmeden önce vurgulamamız gereken iki önemli nokta var:

Öncelikle, Libya, Suriye ve Karabağ cephelerinde oyun-değiştirici olan Türk insansız hava sistemleri kadar, söz konusu sistemleri etkin şekilde kullanan Türk SİHA konseptlerini de akılda tutmalıyız. Türk SİHA kabiliyetinin gerisinde, sözü edilen sistemleri dizayn eden, üreten teknolojik ve endüstriyel zekâ ile bahse konu sistemleri doğru harekât tasarılarıyla harp sahasına sevk eden kurmay zekânın birleşmesi bulunuyor. Söz konusu etkileşim, sürekli bir geri-bildirim, yeni harekât tasarısı ve inovasyon döngüsü üreterek büyüyor. Türk SİHA’ları, bugün, topçu unsurlarına keşif-gözetleme-istihbarat ve muharebe hasar kıymetlendirmesi görevlerinden düşman hava savunma sistemlerinin baskılanmasına; bilgi harbi görevlerinden terörle mücadelede lider militan kadronun doğrudan hedef alınmasına kadar çok geniş bir görev portföyünde kullanılıyor.

Bahse konu başarıyı teslim eden bir uluslararası literatür oluştuğunu da belirtelim. Örneğin, İsrail hava ve füze savunma sistemleri kapasitesinin inşa edilmesinde en önemli otorite olan Dr. Uzi Rubin, konuya ilişkin raporunda, Karabağ Savaşının “ilk kez İHA ve SİHA’ların öncülük ettiği hava gücünün kazandığı savaş” olduğunu belirtiyor.

İkincisi; Akıncı, Türk savunma teknolojilik ve endüstriyel yeteneklerinin geldiği noktayı göstermesi açısından da önem arz ediyor. Benzer şekilde, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nin (TUSAŞ) deniz karakol ve denizaltı harbi kabiliyetine sahip Aksungur SİHA’sı, Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ’nin (STM) yüksek yapay zekâ niteliklerine ve gelişmiş hedef tespit algoritmalarına sahip Kargu ve Alpagu kamikaze-drone aileleri, Meteksan ve Ares Tersanesi’nin ortak yapımı ULAQ insansız su-üstü muharip platformu gibi diğer önemli unsurlar da söz konusu teknolojik düzeyin diğer güçlü göstergeleri. Henüz SİHA segmenti kadar gelişmiş olmasa da, son dönemde tanıtılan insansız kara harp araçları prototipleri de, Türkiye’nin robotik harp çözümleri konusundaki vizyonunu ortaya koyuyor.

SİHA’ların harp sahasında bir karar silahı olup olamayacağı konusu, açıkçası, askeri bilimler penceresinden bakıldığında halen tartışmalı. Zira, analistlerin elinde yeteri kadar vaka henüz yok. Öte yandan, Karabağ örneği, SİHA-yoğun bir harekâtın jeopolitik sonuç alıcı olduğunu gösterdi. Bir soru ile daha anlaşılır kılalım; Bakü’nün elinde Türkiye ve İsrail ile savunma işbirliği sonucu elde ettiği SİHA/İHA kapasitesi olmasa idi, 2. Karabağ Savaşı’nın, aynı zayiat karşılığında, aynı sürede benzer bir sonucu alabileceğini iddia edebilir miydik? Şimdi başka bir soru ile Akıncı’yı incelemeye geçelim: Eğer, Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin elinde, Bayraktar TB-2’lerin ve İsrail yapımı platformların, yanı sıra planlanan tüm silah sistem konfigürasyonları ile bir Akıncı envanteri olsa idi, Bakü, 2. Karabağ Savaşı’nda benzer bir sonucu ne kadar sürede, ne kadar zayiat ile alabilir; Ermeni işgal birliklerine nasıl bir zayiat verdirebilirdi?

.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.